Tümörler ikiye ayrılır: İyi huylular ve kötü huylular. İyi huylular hepimizin bildiği cilt altı yağ dokusundan oluşan lipomlar, yağ bezeleri, bazı siğiller, bezelerdir. Bir de kötü huylu tümörler var. Bunlara da kanser diyoruz. Halk arasında da kötü huylu tümörler kanser ismiyle bilinir. Örneklendirecek olursak vücudumuzun hemen hemen bütün organlarının kötü huylu tümörleri olabilir, yani kanserleri olabilir. Baştan başladığımızda beyin kanserlerinden tutun da tiroid kanseri, dil kanseri, akciğer kanseri, mide kanseri, kalın bağırsak kanseri, karaciğer kanseri, böbrek kanseri, yumuşak doku kaslar ve kemiklere kadar hemen hemen bütün organlarımız kanserleri var. Neden var? Çünkü kanser dediğimiz şey aslında bizim hücrelerimizin durdurulamaz ve kontrolsuz çoğalması. Normal şartlarda hücreler doğar, büyür, görevini yapar ve yaşlanmadan intihar eder. Kanserde bu kural işlemiyor. Asıl sorun da bu zaten. Kanserde ne oluyor? Hücreler doğar, büyür, görevlerini yaparken o mekanizma bozuluyor, görev bitince yaşlanmadan intihar edecek iken intihar etmiyor. Hücre yaşlanmaya, yaşlanırken bölünmeye, hatalı bölünmeye devam ediyor ve ortaya hızlı bölünen ve durdurulamayan bir şekilde hızlı üremeye devam eden bir hücre topluluğu çıkıyor. İşte biz buna kanser diyoruz. Yani kanser hücreleri zaten bizim hücrelerimiz. Demek ki kanser oluşurken bu da bizim hücrelerimiz ise bulunduğu dokuya göre bu hücreleri bozan şeyler var. Bunlar çevresel faktörler. Nedir? Hep kimyasallardan bahsederiz mesela, sigara, alkol, boya fabrikası, petrol türevleri gibi… Bakteriler, virüsler, parazitler gibi oluşumlar da etken. Bunun yanında ağır geçirilen travmatik süreçler de etken. Bunlar bütün bu mekanizmaları bozabilir. Şöyle vücudumuza baktığımızda en çok hangi kanserleri görebiliriz? Dış ortamla daha çok temas kurduğumuz, toksinleri, bakteri, virüs gibi patonjenleri daha kolay ve daha çok alabildiğimiz organlarımızın kanserlerini daha çok görüyoruz. Akciğer kanseri mesela. Her nefes aldığımız akciğerlerimize kirli havadan tutun da kimyasal maddeyi, sigarayı alıp akciğer hücrelerimizi etkileyebiliriz. Erkeklerde en çok görülen kanser çeşitleri arasında birinci sırada akciğer kanseri vardır. Kadınlarda ise vücudun en hassas organı memelerdir. Dolayısıyla kadınlarda memeler birinci sıradadır kanser konusunda. Memeler radyasyondan çok kolay etkilenir. 40 yaşından sonra mamografi yaptırın diyoruz mesela. Dolayısıyla bu ikisi en sık görülen kanserlerdir. Meme kanserleri kadınlarda, akciğer kanserleri de erkeklerde. Bunu sindirim sistemi kanserleri, tiroid kanserleri gibi kanserler izlemektedir.