Stres denince akla hep psikolojik nedenler geliyor. Halbuki sadece zihinsel, ruhsal değil aynı zamanda bedenimiz de strese girer. Bedenimizin en temel yapıtaşı olan hücrelerimiz de strese girer. Hücrelerimizi strese sokan nedir? Toksinlerdir. Atıklardır. Hücrelerimize zarar veren yabancı maddelerdir. Alınan gıdalar, ilaçlar, maddelerin içinde bizim için faydalı olmayan atıkların hepsi hücre için bir stres kaynağıdır. Düşünsenize. Bir gıda tüketiyorsunuz, sindiriliyor ve bu sindirilen gıdadan artıklar dışarı atılıyor. Çünkü bunlar vücudumuzda kaldığı zaman bir toksin, bir zehir kaynağıdır. Bunlar hücrede de aynı süreçten geçiyorlar. Hücremizde sürekli biriken toksin o hücre için bir stres kaynağıdır. O hücrenin işleyişini bozar. Dolayısıyla aynı besinlerde olduğu gibi tükettiğiniz ilaçların metabolitleri de böyle. Besinlerde bulunan kimyasal maddeler, zirai ilaçlardan tutun da diğer ağır metaller… Bunların hepsi hücrelerimiz için bir toksin kaynağıdır. Bunların hepsi hücrelerimiz için bir yabancı maddedir, bir atıktır. Bunlar ne kadar çok hücremizde kalırsa hücremizin işleyişini bozar. Yani o hücre için stres kaynağıdır. Peki sadece bunlar mı? Hayır. Cep telefonu, internet, yüksek gerilim hatları, x ışınları, radyasyon… Bunların da hepsi yine hücresel stres kaynağıdır. Hücrelerimizin işleyişini bozar. Dolayısıyla stresin sadece ruhsal bir olay olmadığını, en küçük yapıtaşımız olan hücreden başladığını hiç unutmayalım. Hayatımızı ve beslenmemizi ona göre düzenleyelim.