Adenovirüs, insanlarda ve hayvanlarda çeşitli enfeksiyonlara yol açabilen, çift sarmallı DNA virüsleri ailesine ait bir virüstür. Adenovirüs, dünya genelinde endemik ve salgın enfeksiyonlara neden olabilen yaygın bir türdür. Son günlerde artış gösteren adenovirüs enfeksiyonları insanların bu konuda yaptıkları araştırmaları artırdı. Bu yazımızda adenovirüs hakkında bilgiler paylaşacağız.
Adenovirüs nedir?
İlk olarak 1953 yılında tanımlanan adenovirüs, ismini gözyaşı bezlerinde izlenen saponin adı verilen yapıdan alır. Adenovirüsler en çok solunum ve sindirim sistemini etkisi altına alır. Bununla birlikte gözlerde de enfeksiyonlara yol açabilirler.
Adenovirüs tipleri nelerdir?
Adenovirüsler beş ana gruba ayrılır, bunlar A, B, C, D ve E gruplarıdır ve her bir grup içinde de çeşitli serotipler bulunur. Bu serotipler, enfeksiyonlara yol açtıkları bölge ve semptomlara göre farklılık göstermektedir. İnsanları enfekte ettiği bilinen 88 tip adenovirüs vardır. Ciddi adenovirüs enfeksiyon vakaları tip 3, 7, 14 ve 21 ile görülür. Adenovirüs tip 40 ve 41 gastroenterit olarak bilinen mide-bağırsak enfeksiyonlarına neden olurken tip 8,19 ve 37 virüsler epidemik kerotokonjonktivik enfeksiyona yol açar. Yani adenovirüsün pek çok tipi ve tutunduğu bölge bulunabilir.
Adenovirüs bulaşıcı mıdır?
Adenovirüsler oldukça bulaşıcıdır ve çeşitli yollarla yayılabilirler:
- Solunum yolu ile yayılım: Bu virüsle enfekte olmuş kişilerin öksürük, hapşırık veya konuşma sırasında havaya saldığı damlacıklar yoluyla virüs yayılır.
- Doğrudan temasla yayılım: Enfekte kişilerin dokunduğu kapı kolu, asansör düğmesi, bardak vb. yüzeylere ya da el sıkışma için doğrudan enfekte kişilere temas eden sağlıklı bireyler virüsü alabilirler. Ayrıca enfekte kişiler elleriyle gözlerine, burun ya da ağızlarına dokunduklarında virüsü vücutlarının diğer bölümlerine taşıyabilirler.
- Fekal-oral yolla yayılım: Virüs, enfekte kişilerin dışkısında bulunabilir ve hijyenik olmayan koşullarda gıdalara veya suya karışabilir. Bu durumda genellikle sindirim sistemi enfeksiyonları ile karşılaşılmaktadır.
- Kontamine su ve yüzeylerden yayılım: Havuzlar ve su parkları gibi ortamlar virüsün yayılması için son derece elverişlidir. Virüs ıslak ve nemli alanlarda ve yüzeylerde uzun süre canlı kalabilir.
Adenovirüs riskli midir?
Adenovirüs enfeksiyonları genellikle hafif ila orta şiddette seyreder, ancak bazı durumlarda ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
- Solunum yolu enfeksiyonları: Rinit (burun enfeksiyonu) ve faranjit (boğaz enfeksiyonu) burun akıntısı, tıkanıklığı, boğaz ağrısı, yutma zorluğu gibi semptomlara yol açabilir. Özellikle bağışıklık sistemi güçsüz olan bireylerde bronşit ve zatürre gibi ciddi akciğer enfeksiyonlarına yol açabilir.
- Göz enfeksiyonları: Adenovirüsün 88 tipinin 19’u gözlerle ilişkili tutuluma yol açmaktadır. Gözde kızarma, sulanma ve kaşıntı oluşturan konjunktivit (kızarık göz) ve görme kaybına yol açabilen fako-konjunktivit vakalarına yol açabilir.
- Sindirim sistemi enfeksiyonları: İnatçı ishale yol açması muhtemeldir. Öte yandan karın ağrısı, ishal, kusma gibi belirtilerle kendini gösteren gastroenterite ve idrar yolu enfeksiyonlarına sebep olabilir. Nadiren karaciğeri etkileyebilir.
- Hayati tehlike: Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler ve kronik hastalıkları bulunan kişiler için hayati tehlike söz konusudur. Sepsis, menenjit gibi enfeksiyonlara yol açtığında hayati tehlike riski taşımaktadır.
Adenovirüs nasıl teşhis edilir?
Klinik bulguyla ön tanı konan kişilerde PCR (Polimeraz Zincir Reaksiyonu) testiyle kesin tanı konabilmektedir. PCR, virüsün genetik materyalini tespit etmek için kullanılır ve yüksek doğruluk sağlar. Hızlı antijen testleri hızlı sonuç almak için kullanılır, ancak doğruluk oranı PCR kadar yüksek değildir.
Adenovirüs nasıl tedavi edilir?
Adenovirüs enfeksiyonlarının pek çoğu kendiliğinden iyileşebilir ve spesifik antiviral tedavi gerektirmeyebilir. Ancak semptomların şiddetine ve enfeksiyonun türüne bağlı olarak bazı tedavi yöntemleri uygulanabilir. Bu durumda modern tıpta genellikle doktorlar tarafından semptomları hafifletmek üzere ateş düşürücüler, ağrı kesiciler, suni gözyaşı damlaları gibi ilaçlar reçete edilir. Biorezonans tedavisi ise vücudu adenovirüsten arındırabilmektedir.
Adenovirüsün önlenmesi için neler yapılmalı?
Adenovirüs enfeksiyonlarının yayılmasını önlemek için hijyen ve sağlık alanında alınabilecek önlemler vardır. Ellerimizi sabun ve suyla yıkamaya özen göstermek, enfekte kişilerin temas ettiği yüzeylere dokunmaktan kaçınmak, özellikle park, havuz, oyuncaklar, asansör gibi ortak kullanım alanlarını dezenfekte etmek, kapalı ortamlarda hava sirkülasyonunu sağlamak, öksürürken / hapşırırken ağız ve burnu mendille kapatmak gibi temel önlemler alınmalıdır. Öte yandan bağışıklık sistemini güçlendirmek, adenovirüs ve diğer enfeksiyonlara karşı direnç kazandırmak için önemlidir.