Ülkemizde akciğer kanser erkekler arasında en sık görülen kanser çeşitlerinin başında geliyor. Dolayısıyla ciddi bir öneme sahip bir kanser çeşididir. Bu hastaların yaşam kalitesi ve konforu diğer hastalara göre çok daha fazla düşüktür. Çünkü özellikle solunum yollarını etkilediği için bu hastaların nefes darlığı problemi had safhadadır ve aynı zamanda ciddi ağrıları olan hastalardır. Bunun yanında akciğer kanserinde kullanılan kemoterapi ve radyoterapi de bu hastaları yan etki olarak etkilemektedir. Biz de biorezonans metodunda akciğer kanseri hastalarını tedaviye aldığımız zaman öncelikle bu yan etkilerini tedavi edecek şekilde yaşam kalitesi ve konforuna dikkat ediyor ve bu konuda destekliyoruz. Bunun yanında kanser hastalığına sebep olan yabancı maddelerin, toksinlerin ve atıkların eleminasyonu ve atılımını sağlıyoruz. Beraberinde de kansere destek tedavisi uyguluyoruz. Bu hastalara uyguladığımız destek tedavisinde kanser hücresinin ters frekansını vererek bu hücrelerin öldürülmesi ve kanser kitlesinin küçültülmesi hedeflerimizin başında geliyor. Yine beraberinde bağışıklığı çok düşük olan bu hastaların bağışıklığını mutlaka güçlendirmemiz gerekiyor ki kemoterapi ve radyoterapiden malesef bu hastaların bağışıklığı düşüyor. Detokstan bahsettik ki bu hastalarda çok fazla toksin ve atık olduğu için detoksifikasyon sağladığınızda bu hastaların yaşam kalitesi ve konforu artar. Aynı zamanda tanınmayan kanser hücrelerinin de biofiziksel olarak işaretlenmesi yani biorezanonsla desteklenmesi ile vücut tarafından tanınması da sağlanmakta. Bunların hepsi hem kanser tedavisi açısından hastaya ciddi destek sağladığı gibi, hem de kemoterapi ve radyoterapi alan hastaların aldıkları kemoterapi ve radyoterapinin yan etkilerini ciddi derecede azaltıp etkinliğini de artırmaktadır.