Alerjiler günümüzde doğal olmaktan uzaklaşan beslenme tarzı, çocukluk döneminden başlamak üzere hayvanlarla temas da dahil olmak üzere doğadan giderek uzaklaşan yaşam tarzı, yoğun antibiyotik kullanımı ve özellikle de bağışıklık sisteminin bir sorunu olarak gitgide yaygınlaşan bir rahatsızlık olarak karşımıza çıkıyor.
Her ne kadar çoğunlukla çilek, glüten, balık gibi besinlere yönelik alerjiler, polen alerjileri, saman nezlesi gibi türler daha çok duyulsa da sperm ve prezarvatif alerjileri de azımsanmayacak ölçüde karşımıza çıkıyor.
Pek çok kadın sperm alerjisi ya da prezarvatif alerjisi olduğunu bilmeden cinsel ilişkiye giriyor. Özellikle ağrılı cinsel ilişki ve cinsel ilişkiden hemen sonra başlayan ağrı, yanma, kaşıntı, kabarma, kızarıklık gibi şikayetlerde bu durumlardan şüphelenilebilir. Bazı kadınlarda bu gibi semptomlar bölgesel olurken, bazılarında tüm vücuda yayılabiliyor ve hatta günler sürebiliyor. Erkeklerde de prezarvatif alerjisi görülebiliyor ve ayrıca egzamaya yol açabiliyor. Kişinin cinsel yaşamı dışında tüm yaşamını olumsuz etkileyen bu belirtilere enfeksiyon da eşlik edebiliyor ve tamamen çekilmez hale gelebiliyor. Sperm alerjisi aynı zamanda bir kısırlık nedeni olarak da karşımıza çıkıyor.
Bu gibi şikayetleri olan kişilerin mutlaka bir alerji testinden geçmesi gerekli. Prezarvatif alerjisi hem kadınlarda, hem erkeklerde görülebilir. Bu konuyu bir jinekolog ya da ürolog ile görüşebilir ya da biorezonans testi yaptırabilirsiniz. Alerji testinde prezarvatif ve spermin yanı sıra özellikle gıda alerjileri de araştırılmalıdır. Çünkü çoğunlukla farklı alerjiler de (özellikle glüten, maya, laktoz, muz, avokado, ceviz, kivi ve domates) eşlik ediyor olabilir. Ayrıca kullanılan sabun, deterjan, duş jeli, parfüm, iç çamaşırı ile ilgili tüm olasılıklar sorgulanmalıdır. Bu açıdan bakıldığında birkaç damla kanda binlerce alerjenin taranabildiği biorezonans testi hem daha pratik ve kapsamlı, hem de risksiz bir seçenektir.
Prezarvatif alerjisi fark edildiğinde, kullanılan prezarvatif markasını değiştirmek ya da yerine başka korunma yöntemleri bulmak kalıcı bir çözüm olmayacaktır. Benzer şekilde sperm alerjisinde, sperme maruziyeti önlemek için prezarvatif kullanımı, geri çekme gibi yöntemlere başvurmak da kalıcı bir çözüm sağlamaz. Alerjiler tedavi edilmediğinde bağışıklık sistemini yorarlar ve daha kolay hastalanmamıza sebep olurlar. Bağışıklık sisteminin yorgun olması demek, gripten kansere kadar uzanan pek çok hastalığa karşı güçsüz bir savunma sistemine sahip olmak demektir. Bu nedenle semptomların geçici olarak giderilmesi yerine tedaviye yönelinmesinde fayda var. Ayrıca hamile kalmak isteyenlerin muhakkak sperm alerjisinin tedavi edilmesi gerekir.
Tüm alerjilerde olduğu gibi sperm ve prezarvatif alerjisinde de hastalığın ortaya çıkışını önleyecek bir yöntem bulunmuyor. Ancak tedavisinde antihistaminik yani baskılayıcı ilaçların dışında biorezonans, ozon gibi destekleyici ve tedaviye yönelik yöntemlerden yararlanabilirsiniz. Tedavi edildiğinde korkulacak bir durum değildir, ancak tedavi edilmezse nadiren de karşılaşılsa anaflaktik şok denilen yaşamı tehdit edici boyutlara varabilir.