Geçmişten günümüze kolesterol hep kötü bir üne sahip oldu. Hala pek çok insan ne yazık ki kolesterolün salt kötü olduğunu düşünüyor. Bu aslında çok da tuhaf değil. Çünkü yıllardır kalp hastalığına sebep olduğu için tereyağı ve yumurta tüketilmemesi gerektiği söylendi. Yağı azaltılmış süt, yoğurt, peynirler, yumurtasız gıdalar ortaya çıkarıldı. Oysa yapılan çoğu araştırma da kolesterol üzerindeki düşüncelerin biraz değişmesi gerektiğini; sağlıklı besin kaynakları ve işlenmemiş gıdalardan elde edildiklerinde tehlikeli olmayabileceklerini ortaya koyuyor. Yumurta ve tereyağının düşman olmadığı da neyse ki kabul görüyor artık.
Beslenmedeki kolesterol tüketimi azaldığında vücut telafi etmek için daha fazla kolesterol üretiyor!
Kolesterol, tüm hayvanlar ve insanların yaşamı için gerekli olan organik bir moleküldür. Sterol olarak sınıflandırılmış, hayvansal dokuların hücre zarında bulunur ve vücuttaki steroid hormonları ve safra tuzları için gerekli bir öncüdür. Fiziksel olarak, dokusu genellikle yumuşaktır. Kolesterol bazı yiyeceklerde bulunur, ancak günlük olarak vücut tarafından da üretilir. Aslında, vücut günlük bazda bir insanın diyetle tükettiğinden daha fazla üretir ve toplamda 1000 mg’ın üzerinde kolesterol sentezlerken gıdadan yalnızca ortalama 300 mg elde edilir. Bu, diyet miktarlarının vücuttaki toplam kolesterol ile kesin olarak ilişkilendirilmemesi ve diyette kolesterol kaynaklarından kaçınmanın, kolesterolün sağlık için sorunlu olsa bile mutlaka etkili olmayacağının bir parçasıdır. Vücut tarafından günlük olarak kullanılan kolesterolün yalnızca 1 / 4’ü beslenmeden gelir, çoğunluğu zaten vücutta oluşturulur. Aslında, beslenmedeki kolesterol tüketimi azaldığında, vücut telafi etmek için daha fazla kolesterol üretecektir.
Kolesterolsüz yaşayamayız!
Kolesterol ve kalp hastalıkları; en ilginç olan nokta da burada başlıyor. Daha önce de bahsettiğimiz gibi, bu lipit yani kolesterol vücut için gereklidir ve tüm hayvan dokularının hücre zarlarında bulunur. Kısacası, onsuz biz yaşayamayız da diyebiliriz. Aslında, bir insanın kolesterol seviyeleri ne kadar düşükse, ölüm riskinin de o kadar yüksek olduğuna ilişkin araştırmaların yanı sıra yüksek kolesterolün uzun ömür ile ilişkilendirildiği araştırmalar da mevcuttur.
Yüksek kolesterolü kalp hastalığıyla ilişkilendiren çalışmalardan birisi, 1948’de başlayan ve 50 yıl boyunca 5 binden fazla kişiyi izleyen Framingham Kalp Çalışması olmuştur. Bu çalışmanın sonuçlarından biri, yüksek kolesterol ve kalp hastalığı arasında bir korelasyonun gözlemlenmesiydi. Ancak bu sonuç, gözlemsel bir sonuçtu. Gerçek verileri göz önüne aldığımızda, kalp hastalığı olanların serum seviyelerinde sadece yüzde 11’lik bir artışa sahip olduğunu unutmamak gerekir.
Kolesterolün bir zamanlar inanıldığı kadar zararlı değil, aksine vücuda çeşitli yararları olduğu ortaya çıkmıştır. Kolesterolün faydalı olduğunu yazmak bile, son yarım yüzyılın beslenme dogmaları ışığında çılgınca görünebilir, ancak bu durum önemi araştırmalar tarafından artık daha da iyi destekleniyor.
Kolesterolün yararları nelerdir?
Aslında, vücutta total olarak baktığımızda kolesterolün pek çok yararı vardır:
-Hücre duvarlarının oluşumu ve bakımı için hayati öneme sahiptir.
-Sinir hücreleri tarafından izolasyon olarak kullanılır.
-Karaciğerin yağları sindirmesi için gerekli olan safrayı yapmak için kullanılır.
-D vitamini için bir öncüdür ve güneş ışığında, vücut kolesterolü D vitamine dönüştürür.
-Cinsiyet hormonları dahil hayati hormonların oluşması için gereklidir.
-T hücresi sinyalleşmesini iyileştirerek bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olur ve iltihapla mücadele edebilir.
-Yağların ve yağda çözünen vitaminlerin (A, D, E ve K) emilimi için gereklidir.
-Sirkadiyen ritimlerin, kilonun, ruh sağlığının ve daha fazlasının düzenlenmesi için gerekli olan steroid hormonları kortizol ve aldosteronun yapımında bir öncüdür.
-Beyinde serotonin salınımında kullanılır.
-Vücutta bir antioksidan görevi görebilir.
-Sindirim sistemindeki hücreler de dahil olmak üzere hücre duvarlarının bakımında kullanıldığı için, kolesterolün bağırsak sağlığı için gerekli olduğuna dair kanıtlar vardır.
-Vücut onarımına yardımcı olmak için karaciğer, kolesterolü iltihaplanma yerlerine ve doku hasarına gönderir.
-Ek olarak, kolesterol yönünden zengin besinler, beyin, karaciğer ve sinir sistemi için hayati olan b-vitamini kolinin ana kaynağıdır. Kolin hamilelik sırasında ve çocuklarda doğru gelişim için hayati öneme sahiptir.
Düşük kolesterol aynı zamanda demans ve çeşitli kanser türleri gibi problemlerle de ilişkilidir, bu nedenle de kolesterol seviyesini ilaçlarla düşürme fikri, özellikle de 50 yaşın üzerindeki hastalarda daha çok sorgulanması gerekir.