
İnsan vücudunun yüzde 50’den fazlası sudan oluşur. Özellikle sıcaklığın yüksek olduğu dönemlerde vücutta su ve tuz tutulumu artar ve ortaya çıkan ödem en çok şikayet edilen konuların başında gelir. Genellikle eklem bölgelerinde görülen ödeme el, ayak, bacak ve bileklerde daha sık rastlanır. Gözle görülür derecede tüm vücudu sarabilir ve kişi daha kilolu görünebilir. Sabah ve akşam tartının gösterdiği değerler de farklı olabilir ve dolayısıyla ödem rahatlıkla kilo ile karıştırılabilir.
Kimi durumlarda önemli hastalıkların da habercisi olabilecek ödem, çoğunlukla su ve tuz tüketimindeki aşırılıktan kaynaklanır. Fazla tuzlu gıda alımı, günlük kilo başına 40 cc’nin üzerinde su tüketimi, soda ve maden sularının aşırı tüketimi ödemin en sık rastlanan sebeplerindendir. Dolayısıyla bu açılardan temkinli olmak gerekir.
Ödemin bir diğer tetikleyicisi hareketsiz yaşam şeklidir. Hareketsizlik metabolizmayı yavaşlatır ve özellikle ayaklar ve ayak bileklerinde ödem oluşumuna yol açabilir. Ani sıcak – soğuk hava değişimleri, kadınların regl dönemleri ve hamilelik de ödemin nedenleri arasındadır. Özellikle kortizon, yanı sıra tansiyon ilacı, östrojen hormon ilacı gibi bazı ilaçlar da ödeme neden olur. Tüm bunlar önlenebilir ve geçiciliği olan etkenlerdir. Ancak böbrek ve kalp yetersizliği, karaciğer sirozu, ileri beslenme bozukluğu, tiroid bezi yetersizliği gibi bazı hastalıklar da ödem oluşturabilir. Bu hastalıklara bağlı gelişen ödem genellikle tüm vücudu etkiler. Alerjik ödemler genelde göz çevresi ve dudaklarda meydana gelir. Damar tıkanıklığına bağlı ödemler ise genelde kol, bacak başta olmak üzere vücudun belirli bölgesinde bölgesel olarak görülebilir.
Bir şişliğin ödem olup olmadığını ya da vücutta genele yayılmış bir ödem bulunup bulunmadığını anlamak için çoğunlukla muayene yeterlidir. Deriye parmakla basıldığında deride çukurlaşma oluyor ve hemen geçmiyorsa ödem var demektir. Çorapların lastik kısımlarının bileklerde oluşturduğu çukurlaşmalar da ödem habercisidir. Doğru beslenme ve hareketli bir yaşam tarzı benimsenerek bu şikayetten kurtulmak çoğunlukla mümkündür. Özellikle maydanoz, kiraz ve ananas vücutta biriken ödemin atılmasında etkili besinlerdir. Ancak kısa sürede şikayetler azalmazsa muhakkak doktora başvurulmalıdır. Doktorunuz kilo vermeniz gerektiğine, size özel bir beslenme planına, kullandığınız ilaçların dozunun ayarlanmasına ya da ödem giderici bir ilaç tedavisine karar verebilir ve sizi bu doğrultuda yönlendirebilir.
Ödem, vücutta fazla sıvı birikmesi sonucu dokularda şişlik oluşmasıdır. Bu durum, böbrek, kalp veya karaciğer gibi organların fonksiyon bozuklukları, hormonal değişiklikler, yetersiz beslenme, aşırı tuz tüketimi veya ilaçların yan etkileri gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir.
Ödemi azaltmak için aşağıdaki adımlar önerilmektedir:
• Tuz tüketimini sınırlamak
• Yeterli miktarda su içmek
• Düzenli egzersiz yapmak
• Uzun süreli ayakta durmaktan veya oturmaktan kaçınmak
• Yüksek topuklu ayakkabılardan kaçınmak
• Bacakları yüksekte tutmak
• Aşırı alkol ve kafein tüketiminden kaçınmak
• Düzenli uyumak ve yeterli dinlenmeye özen göstermek
Biorezonans terapisi, vücudun elektromanyetik frekanslarını analiz ederek, organların ve sistemlerin dengelenmesine yardımcı olur. Özellikle ödemin altında yatan kronik hastalıklar veya toksin birikimleri varsa, bu terapi yöntemi destekleyici bir seçenek olabilir. Ancak, biorezonans terapisi birincil tedavi yöntemi olarak değil, tamamlayıcı bir yaklaşım olarak kullanılmalıdır.