
Geleneksel tıp, tiroid hastalıklarında genellikle hormon seviyelerini dengelemeye odaklanır. Bu yaklaşımın yetersiz kalmasının nedeni, hastalığın kökenindeki otoimmün yanıtın göz ardı edilmesidir. Fonksiyonel tıp, bu yanıtın altında yatan nedenlere inerek gerçek iyileşmeyi hedefler.
Otoimmün tiroid hastalıkları, bağışıklık sisteminin tiroid bezine saldırarak iltihaplanmaya ve hormon üretiminin azalmasına neden olduğu durumları ifade eder. Özellikle Hashimoto tiroiditi, bu tür hastalıkların en yaygın örneğidir. Genetik yatkınlık, toksinler, enfeksiyonlar ve stres gibi faktörler bu hastalıkların gelişimine katkıda bulunabilir.
Fonksiyonel tıp, tiroid hastalıklarının sadece hormon seviyeleriyle değil, aynı zamanda bağışıklık sistemi, bağırsak sağlığı, toksin yükü ve stres gibi faktörlerle de ilişkili olduğunu kabul eder. Bu yaklaşım, hastalığın kökenine inerek, bireysel tedavi planları oluşturur ve semptomların tekrarlamasını önlemeyi amaçlar.
Hormon tedavisi, tiroid bezinin yeterli hormon üretmemesi durumunda semptomları hafifletebilir. Ancak, bu tedavi yöntemi, hastalığın otoimmün kökenini ele almaz. Sonuç olarak, semptomlar geçici olarak düzelse de hastalığın ilerlemesi engellenemez ve semptomlar zamanla geri dönebilir.
Fonksiyonel tıp, tiroid hastalıklarında bireyselleştirilmiş tedavi planları sunar. Bu planlar, beslenme düzenlemeleri, stres yönetimi, bağırsak sağlığının iyileştirilmesi, toksin yükünün azaltılması ve bağışıklık sisteminin dengelemesi gibi yöntemleri içerir. Amacı, hastalığın kökenine inerek kalıcı iyileşmeyi sağlamaktır.