Boğazımız ağrıyınca içilen ıhlamurun, midemiz bulanınca içilen nane limonun, uyuyamayınca içilen papatyanın damaklarımızda ve hafızalarımızdaki yeri eminim pek çoğumuz için bambaşkadır.
Bitki çayları lezzetli birer içecek olmanın yanında –hatta belki daha fazla- şifa amaçlı olarak hastalıkların tedavisinde ya da hastalıklardan korunmak için kullanılıyor. Ancak umulan yararı sağlayabilmeleri için hangi bitkinin sağlığımız için hangi yararları sağlayabileceğini bilmenin yanı sıra hangi bitkiyi nasıl demlememiz gerektiğini de bilmemiz gerekiyor.
Öncelikle hangi bitkinin hangi şikayete faydalı olabileceğini özetleyelim:
Adaçayı: Üst solunum yolu, idrar yolu, diş eti iltihaplanmalarında, hafızayı güçlendirmede, kan şekerini düşürmede, astım bronşit semptomlarını hafifletmede, toksin atılımında faydaları vardır.
Ihlamur: Özellikle mevsim geçişlerindeki virüs, bakteri tutulumlarında, bağışıklığı güçlendirmede, uyku, hazımsızlık, kabızlık, mide sorunlarını gidermede, toksin atılımında faydalıdır.
Ekinezya: Mevsim geçişlerinde ayyuka çıkan grip ve nezlede, cilt lekeleri ve tahrişinde, bağışıklığı güçlendirmede, şişkinlikleri gidermede faydalıdır. Ağrı kesici özellik taşıdığı için diş ağrıları, migren, romatizmal ağrılar gibi şikayetlerle mücadeleye destek olur.
Papatya: En çok sakinleştirici özelliği ile bilinir. Ayrıca adet ağrıları, uyku düzensizlikleri, iltihap, egzama ve diyabetle savaşta önemli rol oynar. Saç tellerini güçlendirir.
Yasemin: Keyif çayı olarak bilinir. Kilo vermeye, şeker ve kolesterolü dengelemeye yardımcıdır, diyetlerde hem iştahı azaltması, hem de vitamin desteği nedeniyle tercih edilebilir. Kanın pıhtılaşmasını önler.
Zencefil: İltihap gidermede, hazmı kolaylaştırmada, metabolizmayı çalıştırmada, şekeri dengelemede, bağışıklığı güçlendirmede, öksürüğü gidermede faydalıdır. Yağ yakıcı, iştah kesici ve sıfır kalorili özellikleri ile diyetlerde güçlü bir destek sağlar.
Tarçın çayı: Şeker düşürücü etkiye sahiptir. Boğaz ağrıları, burun tıkanıklıkları, abur-cubur yeme krizleri ile mücadeleye büyük oranda destek olur. Kolesterolü düşürmede, geçmeyen öksürükte, irritabl bağırsak sendromunda, Alzheimer ve Parkinson hastalıklarında faydalıdır.
Nane çayı: Sindirimi kolaylaştırır. Baş ağrısı, karın ağrısı, adet sancısı, kötü nefes kokusu, sinüs sorunları ile savaşmada önemli bir destek sağlar. Mide bulantılarını hafifletici etkisi vardır. Safra kesesi taşlarını parçalamaya yardım eder. Yağ yakımını hızlandırır.
Rezene: Sindirimi kolaylaştırır, gazı giderir. Tansiyonu dengelemede, toksin atılımında, göz sağlığında, sivilcelerde, annelerin sütünü artırmada, uyku problemlerinde faydalıdır.
Bitki çayı tüketiminde dikkat gerektiren konular
Bu listeyi daha uzatmak mümkündür ve burada sayabildiklerimiz bu bitki çaylarının faydalarının yalnızca bir kısmıdır. Bitki çaylarını demlerken ve tüketirken dikkat etmemiz gereken başlıca unsurlar ise şunlardır:
- Tüm bitkiler bir nevi ilaç gibi düşünülmeli ve yan etkileri dolayısıyla doktora danışmadan tüketilmemelidir. Örnek vermek gerekirse, depresyona bağlı olarak kullanılan kantaron çayının antidepresanlarla birlikte asla kullanılmaması gerekir. Unutulmamalıdır ki tüm bitkiler yüzde 100 zararsız değildir.
- Bir kere demlenen çay bir kerede tüketilmelidir. En fazla bir saat bekletilmiş olmalıdır. Ocak üzerinde ısıya maruz kalarak bekletilmemelidir.
- Her çay demlenişinde daha önce kaynatılmamış taze içme suyu kullanılmalıdır.
- Demlik ve fincan mümkünse cam ya da porselen olmalı, özellikle plastik kullanımından kaçınılmalıdır.
- Uçucu bileşenlere sahip bitki çayları kapaklı çaydanlık ya da fincan içinde demlenmeye bırakılmalıdır.
- 100 derecelik bir ısıya ulaşmış kaynayan suyun bitkilerle buluşturulmadan önce yaklaşık 80 dereceye kadar soğuması beklenmelidir.
- Zencefil gibi kök bitkilerin su ile birlikte cezve içinde kaynatılması, papatya, yeşil çay, ıhlamur, adaçayı gibi çiçek ve yaprak bitkilerin fincanda suyla buluşturulması tavsiye edilir.
- Genellikle tüm bitkilerin çay olarak demlenmesi için 3 – 5 dakikalık süre yeterlidir.
- Nem, ısı ve ışık bitki çaylarının etken maddelerini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle nemsiz, karanlık ortamlarda saklamalı ve tercihen cam kavanozlarda muhafaza etmeliyiz.
- Doğru şekilde saklasak bile bitki çaylarının fayda sağlayabilmeleri için bir yıl içinde tüketilmeleri gerekir.
- Bitki çayları günde üç fincandan fazla içilmemelidir.
- Paketli çaylar yerine bitkilerin kendisini temin etmeye özen gösterilmelidir. Çaydanlık içi ya da fincan içi süzgeçler işinizi kolaylaştıracaktır.
Farklı bitkiler karıştırılarak hazırlanan çaylarda nelere dikkat etmek gerekir?
Kullanılan bitkilerin besin değerini ve faydasını arttırmak için farklı bitkilerden oluşan bileşik çaylar hazırlanabilir. Bunun temeli bitkilerin sinerjiketkisi ve bir maddenin diğerine dönüşümü ile ilgilidir. Elbette bu konuda bir fitoterapi uzmanı en doğru yol göstericiniz olacaktır.
Karma bitki çaylarında üç tür bitki kullanılır: Primerbitkiler, destekleyici bitkiler ve aktive edici bitkiler. Primer bitkiler, ana etken bitkilerdir. Hemen hemen her bitki, çayı tüketmedeki sağlıkla ilgili amacınıza bağlı olarak primer olabilir. Primer bitkiler, çay bileşiminin yüzde 70 ila 80’ini oluşturur.
Destekleyici bitkiler, primerbitkileri güçlendirir ve besleyici etkinliğini artırır. Aktive edici bitkiler ise, sadece vücut sistemini değil çayda kullanılan diğer bitkileri de aktive etmek için kullanılır. Örneğin, böbrekleriniz için temizleyici birbitkisel bir çay hazırlığı yapıyorsanız, primer şifalı bitki olarak karahindiba kökü kullanabilirsiniz; destekleyici olarak ısırgan ve goji meyveleri ve aktive edici bileşenler olarak nane ve biber kullanabilirsiniz.
Söz ettiğim gibi birkaç bitki çayını karıştırarak etkinliklerini artırmak mümkündür, bunun için mutlaka bir fitoterapi uzmanına danışmak gerekmekle birlikte beşten fazla bitkinin karıştırılması önerilmez.