Womens Style Dergisi – Tarih:01.04.2018
Her yıl bahar ayları geleneksel diyet aylarının başlangıcı olarak karşımıza çıkıyor. Beslenme alışkanlığımızı yeniden düzenlemeyi hedeflediğimiz bu dönemde nasıl bir yol izlemeliyiz? “Şok diyetlerden uzak durmalı, sağlıklı ve kalıcı şekilde kilo vermeyi hedeflemelisiniz.” diyen Biorezonans Uzmanı Dr. Sinan Akkurt, sağlıklı zayıflamanın yollarını paylaşıyor…
Yaz ayları yaklaşmaya başladığında birçok kişiyi kilo verme telaşı sarar. Çare çoğu kez diyet ve sporda aranır. Oysa bu ikisi her zaman sağlıklı zayıflamamızı ve kalıcı kilo vermemizi sağlamaya yetmeyebilir. Kilo almanın beslenme ve hareketsizlik dışında da çokça etkene bağlı olduğunu unutmamalıyız. Örneğin insülin direnci gibi hormonal düzensizlikler, başta buğday olmak üzere gıda alerjilerimiz, mantar ve virüs gibi sorunlarımız varken istediğimiz diyeti ya da sporu yapalım kilo vermemiz mümkün olmayabilir. Hatta bunların farkında da olmayabiliriz. Bu nedenle estetik kaygıların dışında pek çok sağlık sorununa da yol açabilen fazla kilolarımızdan kurtulmak için kontrollu ve çok yönlü bir tedavi uygulanması gerekiyor. Özellikle şok diyetlerden uzak durmalı, hızlı değil sağlıklı kilo kaybını hedeflemelisiniz.
Light ürünler zayıflatmıyor!
Pek çok kişi diyetin bir parçası olarak “light” ürünleri tüketir. Bu da yanlıştır. Çünkü bu ürünlerin pek çoğu işlemden geçmiştir ve yapay tatlandırıcı içerir. Bu nedenle de ne beslenmenizi sağlayıp tok tutar, ne de zayıflamanıza yardımcı olur… Üstelik insülin salgılamanızı tetikleyerek vücudunuzda fazla yağ birikmesine de sebep olurlar.
Tatlı krizine kanmayın!
Tatlı krizleri vücudunuzun ihtiyacı değil, tamamen psikolojiktir! Tatlı ihtiyacımızı karşılamak için meyvelerin içindeki doğal şeker, arada sırada yenen bal, pekmez gibi ürünlerle karşılayabiliriz.
Sağlıklı ve kalıcı şekilde kilo vermek için…
Sağlıklı bir zayıflama programı için öncelikle bir sağlık taraması yapılmalıdır. Sürekli kilo alımı ve sağlıklı bir beslenme ve spor programına karşın kilo verilememesinin altında iki sinsi oluşum yatıyor olabilir. Bunlar CandidaAlbicans mantarı ile Adenovirüs 36’dır. Bu ikisini biorezonansa özel kan testi ile tespit ve tedavi etmek mümkündür. İnsülin direnci de yine sık rastlanan sorunlardan biridir. Kişi kilo verse bile geri alabilir. Bu nedenle tedavisi önem taşır. İnsülin direnci ve diğerhormonal dengesizliklerin düzenlenmesinde de biorezonanstan destek bir tedavi metodu olarak yararlanılabilir.
Kilo fazlası sorununa kabızlık, şişkinlik, ödem gibi şikayetler de eşlik ediyorsa gıda intoleransından şüphelenilebilir. Bu durumda gıda intolerans testi yapılarak vücudun hassasiyet geliştirdiği besinler tespit edilebilir. Vücudumuz alerjen olarak kabul ettiği besinleri yakmayıp depolar. Giderek metabolizmamız yavaşlar. Ve böylelikle ödem, kabızlık, fazla kilo gibi şikayetler ortaya çıkar… Gıda intoleransları ve alerjilerinin tedavisinde de biorezonans destekleyici bir tedavidir.