Zaman zaman hepimizin kendimizi yorgun hissetmemiz normaldir. Ancak bazı kişilerde yorgunluk kronik hale gelir ve bulantı, kusma, halsizlik, psikolojik sorunlar ya da sık sık hasta olma eğilimi gibi sonuçları da beraberinde getirir.
Tıpta bu durum “kronik yorgunluk sendromu” olarak isimlendirilmektedir. Bu durumda yorgunlukla mücadele etmek için dinlenmekten daha fazlasını yapmanız, mutlaka bir hekime danışmanız gerekir.
Kronik yorgunluk sendromunun ayrıştırıcı belirtisi her zamanki işlerinizi, günlük rutininizi sürdürmekte güçlük çekmeye başlamanız, sabahları yorgun uyanmanız, genel olarak bir iş yapmaya karşı isteksizlik, yetersizlik ve bitkinlik halidir. Genç, yaşlı herkesin başına gelebilir. Hiç beklenmedik şekilde ortaya çıkan ataklar karşısında kişi yatıp dinlenmeye bile üşenir hale gelebilir. Bu kişiler üşengeçlik, miskinlik ile suçlansa da durum aslında kontrolü altında değildir.
Kronik yorgunluk sendromuna yol açan etkenlerin başında yoğun ve stresli iş ve şehir yaşamı, aşırı telefon, İnternet, elektronik cihaz kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan elektromanyetik yüklenim ve psikolojik sorunlar gelir. Kronik yorgunluk şikayeti ile doktora başvuran bir hastada kansızlık, tiroit hastalıkları, psikolojik rahatsızlıklar, kalp hastalıkları, enfeksiyon ve parazit oluşumları incelenmelidir. Bazen yalnızca kansızlığın giderilmesine bağlı olarak şikayetler ortadan kalkabilir.
Anksiyete düzeyi yüksek olan kişiler daha yorgun hissedebilir ve özellikle mide bulantısı, kusma şikayeti yaşayabilirler. Çünkü biliyoruz ki bağırsaklar ve sindirim sistemimiz beyin ile doğrudan ilişkilidir. Anksiyetesi yüksek insanların bir psikolog ve doktordan birlikte destek almaları ve sağlıklı beslenmeleri en doğru tedavi yöntemi olacaktır.
Yorgunluğun diğer bir nedeni ise kronik strestir. Sürekli stres hali zihin ve bedeni büyük ölçüde etkileyebilir. Stres bağışıklık sistemini, sinir sistemini, hormonları ve kalp fonksiyonlarını etkilediği için kronik veya aşırı stresi olan kişilerin yorgun hissetmesi olasıdır. Kronik stresi tedavi etmenin yolu, altta yatan nedeni ele almak ve bunu değiştirmekten geçer. Bununla birlikte yaşam alışkanlıklarınızda birkaç ufak değişikliğe gitmek de büyük fayda sağlayabilir. Örneğin sosyal mekanlarda zaman geçirmek, yaratıcılığı destekleyen hobiler edinmek, aile ve arkadaşlardan destek almak, yoga gibi egzersizler yapmak, telefon ve televizyon başında geçirdiğimiz zamanı kısıtlamak, doğal gıdalarla beslenmek gibi önlemler alarak hızla yol kat edebilirsiniz.
Kronik yorgunluğun bir başka ana tetikleyicisi ise uykusuzluktur. Düzenli uyku zihinsel ve fiziksel sağlık için çok önemlidir. Düzenli uykudan sürekli mahrum kalındığında, hasta ve yorgun hissetmek çok normaldir. Uykusuzluk problemi karşısında alabileceğimiz pratik önlemlerden biri, sabah çok erken uyanmaya alışmaktır. Böylelikle akşam daha erken saatlerde ve daha kolay şekilde uykuya dalabilirsiniz. Yatakta telefonla oynamak uykunuzu kaçırır. Uyumadan birkaç saat önce yemek yenmemeli, kahve, enerji içeceği gibi kafeinli içecekler içilmemelidir. Yatmadan önce yoga, meditasyon, ılık bir duş almak ya da kitap okumak uykuya dalmayı kolaylaştırabilir.
Yorgunluğun başlıca sebeplerinden diğeri de yetersiz beslenme ve susuzluktur. İki durum da vücutta kronik strese ve yorgunluğa neden olabilir. Bunların yanı sıra baş ağrısı, konsantrasyon güçlüğü, zayıf immun sistem ve kilo kaybı da beslenme yetersizliği ve susuz kalma ile ilgili sonuçlardan bazılarıdır. Beslenmenize yörenizde yetişen doğal gıdaları büyük ölçüde katmalısınız. Sağlıklı ve dengeli bir beslenme kesinlikle tek tip olmamalı, tahıllar, taze sebze ve meyveler, kurubaklagiller, yumurta, zeytinyağı, et, balık ve kuruyemişleri de içermelidir.