SpaWellnessTurkey Dergisi – Tarih:01.06.2016
İyi yaşam düşüncesini benimseyen herkes çok iyi bilir: Aslolan hasta olmadan sağlıklı kalmayı başarabilmektir. Bunun için kişinin bedenini iyi tanıması, risklerini bilmesi ve buna göre bir yaşam planlaması gerekir. Biorezonans metodu ile ünlenen Dr. Sinan Akkurt’a daha hastalıklara yakalanmadan riskleri tespit edip yönetebilmek adına önleyici tıptan nasıl yararlanabileceğimizi sorduk…
Avrupa’da 40, Türkiye’de yaklaşık 10 yıldır uygulanan biorezonans metodu, kanserden ülsere, alerjiden migrene 400’den fazla hastalığın ‘tedavisinde’ kullanılıyor. Ağrısız, acısız, yan etkisiz bir yöntem olması, hiçbir kimyasal ya da ilaç kullanılmaması tercih edilirliğini artırıyor. Dr. Sinan Akkurt ile biorezonans metodundan önleyici tıp yaklaşımı olarak nasıl yararlanılabildiğine ilişkin bilgiler aldık…
1- Elektromanyetik arınma mümkün mü?
Vücudumuzun fizyolojik frekans aralığı ortalama 10 Hz’dir. Şehir yaşamında yaygın kullanılan elektronik cihazlar, kablosuz İnternet ve elektrikli ulaşım ağları nedeniyle GHz’ler seviyesinde elektromanyetik akım yükleniriz. Vücudumuzun kaldıramayacağı kadar elektromanyetik kirlilik, oluşturduğu hücresel stres nedeniyle birçok hastalığa davetiye çıkarır. Cep telefonu, uçak, metro, mikrodalga fırın ya da saç kurutma makinası kullanıyor, kablosuz İnternet ağları içinde yaşıyorsanız bağışıklık sisteminiz ciddi risk altındadır. Biorezonans ile bu kirlilikten arınmak, vücudun dengesini korumak mümkündür.
2- Biorezonansa özel kan testi ile birkaç damla kanda 6400 madde testi nasıl oluyor?
Biorezonansa özel kan testi ile vücudumuzda hastalıklara zemin hazırlayan oluşumların frekans izlerini sürerek hastalığa yakalanmadan önlem alınabilmesine olanak tanıyoruz. Vücudun doğal dengesini bozan, bağışıklık sisteminin güçsüz düşmesine neden olan 6400 maddenin frekans kodlarını, parmaktan alınan sadece bir damla kandan özel bir cihazla tarayabiliyoruz. Bu maddeleri şöyle özetleyebiliriz: Kanser hücreleri, alerjenler, besin alerjileri, aşı alerjileri, virüsler, bakteriler, parazitler, mantarlar, kimyasal maddeler, ağır metaller, çevre toksinleri, gıda katkıları.
3- Gıda intöleransları ne gibi hastalıklara yol açabiliyor?
Gıda intölerans testi ile hayvansal gıdalar, inek sütü, buğday, meyve v.b. gibi alerjileri tespit edebiliyoruz. Bu alerjiler hem bağışıklık sistemini yorarak farklı hastalıklara zemin hazırlayabiliyor, hem de özellikle fazla kilo alımı ve kabızlıkta etkili olabiliyor. Tespit ettiğimiz besin alerjilerinin tedavisinde de biorezonans metodundan yararlanabiliyoruz.
4- Bağışıklık sistemimizi nasıl güçlendirebiliriz?
Öncelikle bağışıklık sistemimizi yoran, güçsüz düşüren unsurları ortadan kaldırarak. Bunlar arasında alerjileri, çevre toksinlerini, bilinçsiz ilaç kullanımını, sık kilo alıp vermeyi, hareketsiz bir yaşamı, kötü beslenmeyi, sigara gibi kötü alışkanlıkları, elektromanyetik kirliliği ve daha pek çok etkeni sayabiliriz. Bunları ne kadar azaltırsak bağışıklık sistemimiz de o kadar az yorulacak, dolayısıyla vücudumuz kendi kendini koruyabilecektir. Zaten vücudun görevi hastalıklara karşı kendisini korumaktır, bizim de onu desteklememiz gerekir. Bilindiği gibi spor, sağlıklı beslenme ve düzenli uyku çok önemli. Bunların yanında olmazsa olmazlardan biri de günde kilogram başına 40 cc su içmektir…
5- Doruk performans (İngilizce bilinen adıyla pickperformance) zihinsel odaklanma gücü ve bedensel performansımızı nasıl artırıyor?
Doruk performans, İngilizce bilinen adıyla pick performans ise, ülkemizde daha yeni tanınmaya başlıyor. Özellikle sporcular, yöneticiler ve öğrencilerin yararlandığı bu yöntem, performansın artırılması için uygulanıyor. Zihnin kontrol edilerek, yüksek verimde çalışılması ve kolayca odaklanılması sonucunda beynin potansiyelini en yüksek seviyeye çıkarmayı içeren doruk performans, aynı zamanda bir eğitim metodu. Psikolojik baskı altındaki öğrenciler, çok yoğun çalışan yöneticiler ve sporcularda yararlanılıyor. Örnek vermek gerekirse ABD’de Fortune 500 Company Liderlik Gelişimi Programı kapsamında 2004 yılında Peak Performans Merkezi kuruldu. Halen dünyanın en tepe yöneticileri burada Peak Performans eğitiminden geçmektedir. Doruk performans eğitimini uygulayıp kupaları kapanlar arasında Milan ve Chelsea futbol takımları var. 2010 Kış Olimpiyatları’nda Kanada Hükümeti, Kanada Olimpiyat Takımı’nı Peak Performans sisteminden faydalandırdı ve madalyaları toplamalarında ivme oluşturdu. Tenis şampiyonu Mary Pierce ve olimpiyatların altın madalyalı kayakçısı HermannMaier de doruk performans uyguladığı bilinen isimler arasında. Türkiye’den de iş ve spor dünyasından pek çok isim bu eğitim metodunu alıyor.