Dr. Sinan Akkurt ile romatoid artritin tedavisi

Dr. Sinan Akkurt ile romatoid artritin tedavisi

Romatoid artrit (RA), otoimmün bir hastalıktır; kişinin bağışıklık sisteminin yanlışlıkla kendi eklem dokularına saldırması sonucunda ortaya çıkar. Bu durum öncelikle eklem iltihabına (artrit) ve zamanla da eklem hasarına neden olabilir. RA, genellikle eller, ayaklar, dizler ve bilekler gibi küçük eklemleri etkiler, ancak büyük eklemleri ve vücuttaki diğer sistemleri de etkileyebilir. Çocuktan yaşlıya kadar birçok insanda görülebilir.

Image

Romatoid artritin belirtileri nelerdir?

Romatoid artritin belirtileri kişiden kişiye değişebilir. Ancak genel olarak romatoid artritin belirtilerini şöyle özetleyebiliriz:

  1. Eklemlerde şişlik ve ağrı: Özellikle sabahları ve uzun süre hareketsiz kaldıktan sonra daha kötüleşebilir.
  2. Eklem sertliği: Özellikle sabahları ve uzun süreli oturmadan sonra hissedilir.
  3. Yorgunluk ve halsizlik: Kronik ağrı ve inflamasyon nedeniyle ortaya çıkabilir. RA, vücudun sürekli olarak inflamasyonla mücadele etmesine neden olduğu için, hastalarda yorgunluk ve halsizlik hissi sıkça görülür.  Öte yandan RA hastaları genellikle genel bir hasta hissi yaşarlar. Bu durum halsizlik, kas ağrıları, baş ağrısı ve iştah kaybı gibi belirtileri içerebilir.
  4. Ateş: Eklem iltihabıyla ilişkili olarak yüksek ateş olabilir.
  5. Topuk ağrısı: Ayak bileklerini ve topukları etkileyebilir.
  6. Diğer belirtiler: RA, eklem dışı semptomlara da neden olabilir. Örneğin, gözlerde kızarıklık, cilt döküntüleri, ağız kuruluğu, göz kuruluğu ve nadir durumlarda akciğerlerde veya kalpte inflamasyon.

Romatoid artrit neden olur?

  1. Genetik faktörler: Genetik yatkınlık RA gelişiminde önemli bir rol oynar. Bazı genlerin, özellikle HLA (insan lökosit antijen) genleri gibi, RA riskini artırdığı gösterilmiştir. Ailesel geçiş de sık görülür.
  2. Çevresel faktörler: Bazı çevresel faktörlerin RA gelişimini tetikleyebileceği düşünülmektedir. Bunlar arasında sigara içmek, enfeksiyonlar (örneğin Epstein-Barr virüsü), hormonal değişiklikler ve beslenme faktörleri sayılabilir.
  3. Bağışıklık sistemi bozuklukları: RA, otoimmün bir hastalık olarak kabul edilir. Bağışıklık sistemi normalde vücuttaki yabancı organizmalarla savaşırken, RA’da bağışıklık sistemi yanlışlıkla kendi eklem dokularını hedef alır. Bu, eklem iltihabına ve hasarına yol açabilir.
  4. Hormonal faktörler: Östrojen seviyelerindeki değişikliklerin RA üzerinde etkisi olabilir. Kadınlarda RA riski genellikle erkeklerden daha yüksektir ve hormonların bu farklılıkta rol oynadığı düşünülmektedir. Hamilelik sırasında semptomlarda iyileşme veya kötüleşme gözlenebilir.
  5. Yaş ve cinsiyet: RA, genellikle 30 ila 50 yaşları arasında ortaya çıkar, ancak her yaşta görülebilir. Kadınlarda erkeklere göre daha yaygındır.
  6. Bakteriyel ve viral enfeksiyonlar: Bazı bakteriyel ve viral enfeksiyonlar RA gelişiminde rol oynayabilir.

Bu faktörlerin kombinasyonu, bağışıklık sistemi, genetik yatkınlık ve çevresel etkileşimler arasında karmaşık bir etkileşime işaret eder.

Romatoid artrit tanısı nasıl konur?

Romatoid artritin tanısı muayene, kan testleri ve ileri tıbbi görüntüleme yöntemleriyle konabilir.

Öncelikle fiziksel muayene esnasında eklem şişliği, sıcaklığı, hassasiyeti ve hareket kısıtlılığı gibi bulgular incelenir. RA tanısını doğrulamak veya elemine etmek için bir dizi kan testi yapılır. RA’nın teşhisi için yaygın olarak kullanılan testler arasında C-reaktif protein (CRP), eritrosit sedimentasyon hızı (ESH) ve antinükleer antikor (ANA) bulunur. Yüksek RF veya ACPA düzeyleri RA’nın varlığını gösterebilir, ancak bazı RA hastalarında bu testler negatif olabilir. C-reaktif protein (CRP) ve eritrosit sedimentasyon hızı (ESH) gibi enflamasyon belirteçleri, eklem iltihabının şiddetini ve aktivitesini değerlendirmek için kullanılabilir. RA’nın eklem hasarını görselleştirmek için röntgen, manyetik rezonans (MR) veya ultrason gibi görüntüleme tekniklerinden yararlanılır. Bu teknikler aynı zamanda eklem hasarının derecesini değerlendirmek ve RA’nın ilerlemesini izlemek için kullanılır. Dr. Sinan Akkurt Kliniğinde ayrıca biofiziksel tarama testi de uygulanmaktadır.

Tüm bu veriler bir araya getirilerek romatoid artrit tanısı doktorunuz tarafından konabilir ya da elemine edilebilir. Tanı konulduktan sonra uygun tedavilere başlanır.

Romatoid artritin tedavisi nasıl yapılır?

RA’nın tedavisinde semptomları hafifletmenin ötesinde eklem hasarını azaltmak ve hastalığın ilerlemesini durdurmak amaçlanmalıdır. Klasik tıp yaklaşımında öncelikle ağrı ve inflamasyonu azaltmak için nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar, kortikosteroidler ve immünmodülatör ilaçların kullanımına yönelinilir. Bununla birlikte fizik tedavi önerilir. Ve eklem hasarı ciddi boyuta ulaşmışsa cerrahi müdahale gerekebilir.

Romatoid artrit tedavisinde fonksiyonel tıp yaklaşımı

Dr. Sinan Akkurt ile romatoid artrit tedavisi fonksiyonel tıp yaklaşımı ile yapılır. Fonksiyonel tıp, hastalığın sadece semptomlarını baskılamak yerine, hastalığın altında yatan nedenleri araştıran ve kişinin bütünsel sağlığını ele alan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım doğrultusunda hastalığın kök nedenlerine inilerek hastalığın altındaki disfonksiyona neden olan asıl sorunları tespit edip teker teker bunlar tedavi edilerek fizyolojik hale getirilmesi hedeflenmektedir. Otoimmun hastalıkların tamamında olduğu gibi romatoid artritte de hem sabır hem de multifaktöriyel yaklaşım; yani birkaç metodun bir arada kullanılması ile başarı elde edilebilmektedir. Dr. Sinan Akkurt Kliniğinde romatoid artrit tedavisi ortalama 12-16 hafta sürmektedir. Ardından takip sürecine geçilir.

Romatoid artrit tedavisinde biorezonans yöntemi

Romatoid artritin temel nedenlerinden biri çevresel faktörler, yani vücudu etkileyen bazı patojenlerdir. Bakteri, virüs, parazit, ağır metal, alerjiler, intoleranslar gibi vücudu etkileyen bu yüklerin temizlenmesi hastalığın tedavisinde büyük önem taşır. Biorezonans tedavisi ile öncelikle hastayı bu yüklerinden kurtarmak amaçlanmaktadır. Detoksifikasyon programları ile tedaviye devam edilmektedir. Öte yandan bu eklemde artrite, yani enflamasyona neden olan problem de biorezonans metodu ile giderilerek eklemin daha iyi hareket etmesi sağlanmaktadır. Özetle biorezonans tedavisi, vücudun elektromanyetik frekanslarını kullanarak hastalıkları teşhis etmeyi ve tedavi etmeyi sağlayan bir yöntemdir. Vücudumuzdaki tüm doku ve organların kendiliğinden doğal olarak yaydığı belirli bir elektromanyetik frekans vardır. Sağlıklı bir vücut, bu frekansları uyumlu bir şekilde yayarken, hastalık veya dengesizlik durumlarında frekanslar değişebilir. Biorezonans metodu bu dengeyi sağlayarak vücudu fizyolojik frekans aralığına döndürmeyi hedeflemektedir.

Romatoid artrit tedavisinde ozon terapi

Dr. Sinan Akkurt ile romatoid artrit tedavisinde önemli yollardan biri de ozon tedavisidir. Ozon tedavisi, ozon gazının (O3) tıbbi amaçlar için kullanılmasıdır. Antiinflamatuar ve oksijenasyonu artırıcı etkileri nedeniyle romatoid artritte fayda sağlamaktadır. Ozon tedavisinde de seans seans orta doz ozon yüklemesi yapılarak romatoid artrit şikâyeti olan kişilerde başarılı bir tedavi sağlanabilmektedir.


Romatoid artrit tedavisinde fonksiyonel beslenme  

Dr. Sinan Akkurt ile romatoid artrit tedavisinde fonksiyonel beslenme tedavinin önemli bir parçasıdır. Hastanın durumuna göre kişiye özel olarak diyetisyen yardımıyla belirlenen beslenme planı romatoid artritin tedavisine büyük oranda katkı sunmaktadır. Esasen fonksiyonel tıp yaklaşımında beslenmenin hastalıkların tedavisinde kritik bir rol oynadığı kabul edilmektedir. Anti-enflamatuar besinlerle beslenme, bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Örneğin, omega-3 yağ asitleri, antioksidanlar ve probiyotiklerin tüketimi, iltihabı azaltmaya ve bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olabilir.

Romatoid artrit tedavisinde vitamin-mineral desteği


Romatoid artrit hastasından çeşitli biyokimya testleri istenmektedir ve bu veriler doğrultusunda hastanın vücudundaki eksik vitamin ve mineraller de takviye edilir. Böylelikle vücutta hastalığa neden olan eksiklikler giderilir. Fonksiyonel tıp yaklaşımında bağırsak sağlığının otoimmün hastalıkların gelişimi ve ilerlemesi üzerinde önemli bir etkisi olduğu kabul edilmektedir. Bağırsak florasının dengelenmesi, bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde kritik bir role sahiptir. Bu nedenle probiyotikler, prebiyotikler ve besinlerle desteklenen bağırsak sağlığı, RA hastalarının tedavisinde önemli bir odak noktasıdır.

Romatoid artrit tedavisinde egzersiz 

Romatoid artrit tedavisinde saydığımız tüm bu yaklaşımların yanında düzenli egzersiz programı da önerilmektedir. Egzersiz programı da kişiye özel olarak planlanmalıdır. Özellikle hastalığın alevlenme döneminde dinlenilmelidir. Dinlenme aktif eklem iltihabını, ağrıyı ve yorgunluğu azaltmaya yardımcı olur. Alevlenme olmayan dönemlerde daha fazla egzersiz yapılmasına özen gösterilmelidir. Yoga egzersizleri de tavsiye edilebilir.

Ayrıca tedaviye destek olacak sigarayı bırakmak, stresi azaltmak, yeterince ve düzenli uyumak gibi yaşam alışkanlıklarına ilişkin değişikliklere gidilmelidir.

Romatoid artrit tedavi edilmezse ne olur?

Romatoid artrit, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen bir otoimmün hastalıktır. Romatoid artritli hastalar uygun tedaviyi görmediklerinde karpal tünel sendromu, kalp, akciğer, gözler gibi vücudun diğer bölgelerinde iltihaplanma, kalp krizi ve felç riski artacaktır. Ancak romatoid artritte erken tanı ve uygun tedavi ile semptomların kontrol altına alınması, eklem hasarının önlenmesi, hastalığın ilerleyişinin durdurulması ve hatta geri çevrilmesi de mümkündür.

Romatoid artrit tedavi edilmezse ortaya çıkabilecek durumlar şöyle özetlenebilir:

Eklem hasarı ve deformiteler: RA’nın en belirgin sonuçlarından biri eklem hasarıdır. Tedavi edilmediğinde, iltihaplanma ve eklem hasarının sürekli bir döngüsü ortaya çıkabilir. Bu durum eklem kıkırdağını, kemikleri ve bağları etkileyebilir, sonuç olarak eklemde kalıcı hasara ve deformitelere neden olabilir. Bu deformiteler, eklemlerin doğal hareketini kısıtlayabilir ve günlük aktiviteleri engelleyebilir.

–  Eklem sertliği ve hareket kısıtlılığı: RA tedavi edilmezse eklem sertliği ve hareket kısıtlılığına yol açabilir. Özellikle sabahları veya uzun süre hareketsiz kaldıktan sonra eklem sertliği hissedilebilir. Bu durum, hastaların günlük aktivitelerini ve işlevselliğini ciddi şekilde etkileyebilir.

–  Sistemik etkiler: RA sadece eklemleri etkilemekle kalmaz, aynı zamanda vücudun diğer bölgelerini ve sistemlerini de etkileyebilir. Kalp, akciğer, gözler gibi organlar ve cilt dokusu RA’nın sistemik etkilerinden etkilenebilir. Örneğin, romatoid nodüller adı verilen cilt altı yumruları, kalpte inflamasyon (perikardit) ve akciğerlerde fibrozis gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilir.

–  İşlev kaybı ve sakatlık: Tedavi edilmeyen RA, işlev kaybı ve sakatlığa yol açabilir. Özellikle eklem hasarı ve deformitelerin şiddetli olduğu durumlarda, hastaların günlük aktiviteleri, işlevselliği ve bağımsızlığı önemli ölçüde etkilenebilir. Bu durum, yaşam kalitesini ciddi şekilde azaltabilir ve kişinin sosyal ve mesleki yaşamını olumsuz yönde etkileyebilir.

–  Kısalan yaşam süresi: Tedavi edilmeyen RA, yaşam süresini kısaltabilir. Özellikle kalp ve akciğerler gibi iç organların etkilendiği durumlarda, hastaların yaşam beklentisi azalabilir.

Kanser Tedavisi İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Biorezonans, çeşitli hastalıklar için kesin tedavi yöntemi midir? Garanti verilebilir mi?

Sağlıkla ilgili hiçbir konuda garanti verilmesi doğru değildir. Hayatta hiçbir şeyin garantisi olmadığı gibi, hastalarımıza da “%100 kesin tedavi”, “garantili sonuç”, “tedavi garantisi” gibi söylemlere itibar etmemelerini öneriyoruz.

Evet, yararlanılabilir. Ameliyat öncesi ya da sonrası, ilaç tedavisi ya da farklı terapi yöntemleri öncesi, sırası ve sonrası süreçlerde biorezonans tedavisi uygulanmasının bir sakıncası yoktur. Aksine kemoterapi, radyoterapi gibi yöntemlerin etkinliğinin artmasına destek olurken, istenmeyen yan etkilerinin de azalmasına ve hatta ortadan kalkmasına yardımcı olabilir.

Takdir edersiniz ki hepinizin hastalıkları, rahatsızlıkları ya da biorezonans tedavisini uygulama nedeni bambaşka. Dolayısıyla tedavi süreci de farklı işleyecek ve seans sayısı da buna göre değişecek. Bu nedenle tam bir rakam vermek ya da standart bir tedavi planı vermek doğru değil. Aynı zamanda İnternet üzerinden de fiyat vermek, tedavi maliyetini belirtmek de hem yasal değil, hem etik değil. Bu nedenle biorezonans tedavisinin maliyeti konusunda telefonla ulaşmanız ve muayenenin ardından tedavi süreci netleştikten sonra bilgi almanız daha doğru olacaktır. Bize bu numaradan ulaşabilirsiniz: 0 530 387 46 87

Tedavi planı kişiye özgü olarak belirlenir. Seansların süresi, sıklığı ve uygulanacak program, tamamen kişiye özgü olarak planlanır. Dolayısıyla tedavi süresi de buna göre değişkenlik göstermektedir.