Kronik Hastalıklar

Kronik Hastalıklar ve
Dr. Sinan Akkurt

Dr. Sinan Akkurt, Türkiye’ye biorezonans tedavisini tanıtan ve yaygınlaşmasında öncü olan bir hekimdir. 2012 yılında kurduğu Dr. Sinan Akkurt Kliniğinde biorezonans da dahil olmak üzere çeşitli geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerini ve fonksiyonel tıp yaklaşımlarını kullanarak hastalara hizmet vermektedir. Son 10 yılda tedavi ettiği binlerce hastanın yanı sıra Dr. Sinan Akkurt; Biorezonans kitabını yazmış, Biorezonans’ın yanı sıra fonksiyonel tıpla ilgili çeşitli kitaplar yazmış, çeviriler yapmış, ulusal ve uluslararası konferanslarda biorezonans ve fonksiyonel tıpla ilgili meslektaşlarını bilgilendirmiş, yine ulusal ve uluslararası alanda birçok dergide bildiri sunmuştur. Dr. Sinan Akkurt Kliniğinde kronik hastalıkların tedavisi başta biorezonans metodu olmak üzere çeşitli geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemleri ile fonksiyonel tıp yaklaşımları kullanılarak yapılmaktadır. Dr. Sinan Akkurt Kliniğinde tedavisi yapılan kronik hastalıklar arasında kanser, diyabet, migren, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), astım, depresyon, tiroid hastalıkları, obezite, irritabl bağırsak sendromu, ülseratif kolit, Crohn, romatoid artrit, gut hastalığı, Alzheimer, Parkinson, demans gibi hastalıklar sayılabilir.

Image

KRONİK HASTALIKLAR NASIL ORTAYA ÇIKAR?

Kronik hastalıklar esasen pek çok faktöre bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Kronik hastalıkların birçoğunun temelindeki risk unsurları sigara kullanımı ya da sigara dumanına maruziyet, paketli gıdalar ve doymuş yağlardan zengin hatalı beslenme tarzı, fiziksel hareketsizlik, aşırı alkol kullanımı, fazla kilo ve stres olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu etkenler kronik hastalıklara neden olabileceği veya onları kötüleştirebileceği gibi, bu etkenleri ortadan kaldırmak da kronik hastalıkları önleyebilir veya ciddiyetini azaltabilir. Kronik hastalıklar, özellikle ileri yaş grubundaki kişiler arasında fazlasıyla yaygın görülmekle birlikte saydığımız risk unsurları kronik hastalıkların görülme yaşını gençlik çağına indirgeyebilmektedir. Yaşımız ya da genetik yapımız gibi risk unsurları değiştirilemezken, fazla kilolu olmaktan sigara içmeye birçok risk unsuru ortadan kaldırılabilir.Hastalıklar akut (keskin bir şekilde ortaya çıkan, genellikle kısa, yoğun ve/veya şiddetli) veya kronik (hafif ila şiddetli arasında değişen kalıcı etkilerle uzun süreli) veya bazı durumlarda her ikisi birden olabilir.

Kronik hastalıkların ortak özellikleri şunlardır:

  • Ortaya çıkmasına yol açan birden fazla faktörle birlikte karmaşık nedensellik
  • Hiçbir semptom göstermeden ilerlediği uzun bir gelişme dönemi
  • Başka sağlık komplikasyonlarına yol açabilmesi
  • İlişkili fonksiyonel bozukluk veya sakatlık

En yaygın kronik hastalıklar

Kronik hastalıklar, hafif ila ağır etkileri olan farklı hastalıkları içermektedir. En yaygın kronik hastalıklar arasında şunlar sıralanabilir: Kardiyovasküler hastalıklar (kalp ve damar hastalıkları), kanserler, depresyon, tip 2 diyabet, artrit, osteoporoz, obezite, astım, KOAH, kronik böbrek hastalığı, fibromiyalji, migren.

Alerji Kronik Bir Hastalık Mıdır

Alerjiler de kronik hastalıklar arasında yer almaktadır. Alerjik hastalıklarda vücudun bağışıklık sistemi aslında tehlikeli olmayan maddelere karşı savunma durumuna geçmektedir. Oysa bağışıklık sisteminin görevi vücudu hastalıklara karşı korumaktır.

Kronik Hastalıklarla Yaşam Nasıldır?

Kronik bir hastalık, en az altı ay süren bir hastalıktır. Kronik hastalıkları olan bireylerin yaşam biçimlerini sağlıklı bir şekle dönüştürmeleri ve uzun vadede bunu sürdürebilmeleri hastalığın seyrini yavaşlatma ve hatta geri çevirme adına büyük önem taşımaktadır. Kronik hastalıklar genellikle sağlığın giderek kötüleşmesine neden olabilir. Kişinin yaşam kalitesini ve konforunu azaltabilir ve bağımsızlığınızı etkileyebilir. Bu gidişatı tersine çevirmenin yolu elbette hastanın doktoru ile anlamlı bir iş birliği içinde olmasından geçmektedir. Bu nedenle kronik hastalıkları olan bireyler tedavilerini aksatmadan devam ettirmeli ve sağlıklı beslenme, spor, stresle baş etme yöntemleri gibi kavramları mutlaka hayatına katmalıdır.  Kronik hastalıklarla mücadele sürecinde hastanın durumunu yönetmede aktif olması yaşam kalitesini artırmada ve tedavi başarısında etkili olacaktır.

Kronik Hastalıklar Ruh Sağlığını Etkileyebilir Mi?

Kronik hastalıklar fiziksel ve ruhsal sağlığı, sosyal yaşam ve iş yaşamını etkileyebilir. Hastalık ilk teşhis edildiğinde, şok, öfke, üzüntü veya kafa karışıklığı gibi bir dizi duygu durumları yaşanması beklenebilir. Devam eden stres ve sıkıntı duyguları, kaygı veya depresyon geliştirme riskini artırabilir. Öte yandan stres, kronik hastalığın daha kötüleşmesine yol açabilir. Kronik bir hastalığa sahip olmanın zorluklarına uyum sağlamak için kişi gerektiğinde psikolojik destek almaktan kaçınmamalıdır.

Kronik Hastalıkların Günlük Yaşama Etkileri

Kronik hastalıklar kalıcı etkileri olan uzun süreli durumlardır. Bunların sosyal ve ekonomik sonuçları, insanların günlük yaşamlarını etkileyebilir. Bu anlamda kronik bir hastalığın bazı etkileri nelerdir, diye bakacak olursak…Kronik hastalıkların hastalığa özgü semptomları vardır, ancak ağrı, yorgunluk ve ruh hali bozuklukları gibi görünmeyen semptomları da beraberinde getirebilirler. Ağrı ve yorgunluk kronik hastalığı olan kişinin gününün sık görülen bir parçası haline gelebilir. Hastalığına bağlı olarak ilaç almak, egzersiz yapmak gibi zorunlulukları olan kişinin bu görevlerine ayak uydurmaya çalışması da onda strese neden olabilir.Bazı kronik hastalıklardan fiziksel değişiklikler kişinin görünüşünü etkileyebilir. Kişi kendini iyi hissetmediğinde sosyal aktivitelerden geri çekilme eğilimi gösterebilir ve bu da depresyon ve anksiyete gibi duygudurum bozukluklarına yol açabilir.Kronik hastalıklar kişinin çalışma yeteneğini de olumsuz etkileyebilir. Sabah tutukluğu, azalan hareket aralığı ve diğer fiziksel kısıtlamalarla başa çıkmak için kişinin çalışma şeklini değiştirmesi gerekebilir. Kişi çalışamıyorsa maddi sıkıntılar yaşayabilir.Öte yandan günlük yaşamda yapılması gereken ev işlerinde de kişi yardıma ihtiyaç duyabilir. Hayatı bu yönde değiştikçe kontrol kaybı, endişe ve gelecekle ilgili belirsizlik hissedebilir.

KRONİK HASTALIKLARIN TEDAVİSİ

Kronik hastalıklar giderek daha yaygın hale gelmektedir. Dolayısıyla aynı zamanda sağlık sektöründe eylem için bir öncelik haline gelmektedir. Kronik veya uzun süreli bir hastalık, hastalığın taleplerine ve durumu tedavi etmek için kullanılan tedaviye uyum sağlamak zorunda olmak anlamına gelir. Kronik hastalıkların çoğu kendi kendine düzelmez ve bazıları tamamen iyileşmez. Öte yandan kronik hastalıkları olan birçok kişinin tek bir baskın durumu yoktur; aynı anda iki veya daha fazla kronik hastalıkla “multimorbidite” yaşarlar.


Tüm bunlar göz önüne alındığında kronik hastalıkların tedavisi önem taşımaktadır. Yaygın kanının aksine kronik hastalıkların bir kısmında tam anlamıyla tedavi sağlamak mümkündür. Bir kısmında ise hastalığın seyrini durdurmak, yavaşlatmak ve hatta geriletmek mümkündür. Yani kronik hastalıklar asla tamamen tedavi edilemez ve ömür boyu sürer yönündeki algı doğru değildir.

Hemen her hastalıkta olduğu gibi kronik hastalıklarda da düzenli sağlık kontrolleri erken teşhise yardımcı olabilir ve erken teşhisle tedavi başarısı artabilir.


Kronik hastalıkların tedavisinde hastanın stresi yönetmeyi öğrenmesi, hayata karşı olumlu bir bakış açısını korumasına ve tedavinin başarıya ulaşmasına önemli ölçüde yardımcı olacaktır. Öte yandan hasta bir diyetisyen gözetiminde sağlıklı bir beslenme programı uygulamalı, mümkün olduğu kadar çok açık havada fiziksel aktivite yapmalı, alkol ve sigara kullanımından kaçınmalı, aile ve arkadaşlarıyla iletişim halinde kalmalıdır.

Image
Dr Sinan Akkurt
Kronik Hastalıklar Nasıl Tedavi Edilir?
Kronik hastalıkların nasıl tedavi edileceği, hastalığın türüne, hastanın yaşı, fiziksel özellikleri, yaşam şekli gibi değişkenlere bağlıdır. Örneğin bazı hastalıklarda ilaç kullanımı gerekirken bazılarında gerekmeyebilir. Klasik tıp bakış açısında teşhis adı verilen semptomları etiketlemekle ve ardından bu semptomları bastırmak için ilaçlar, cerrahi veya radyasyon kullanmakla daha çok ilgilenilir. Çoğu durumda bu başarılabilir, ancak bu semptomların kök nedenleri hala mevcutsa, ilk semptomlardan daha kötü olan başka semptomların ortaya çıkması her an mümkündür. Zamanla bu süreç daha fazla dejenerasyona ve kronikleşmeye yol açar. Bu nedenle tedaviye başlanmadan önce doktorun hastayı derinlemesine incelemesi önemlidir, çünkü herhangi bir hastalığı olan bir kişiye gerçekten yardım etmenin tek yolu, hastalığın nedenlerini belirlemek ve ortadan kaldırmaktır.

Dr. Sinan Akkurt Kliğinde uygulanan fonksiyonel tıp yaklaşımında hastalığın kök nedenlerinin araştırılmasına ve ortadan kaldırılmasına odaklanılır. Dr. Sinan Akkurt’un biorezonans metodu ile kronik hastalıkları tedavi protokolü, ilk olarak hastanın yaklaşık 90 dakika süren kapsamlı bir muayeden geçirilmesiyle başlar. Bu muayene Dr. Sinan Akkurt tarafından yapılmakta ve hasta baştan aşağı taranmaktadır. Aynı zamanda parmaktan alınan birkaç damla kan örneğinde 6 bin 400’den fazla patojen test edilerek olası kök nedenler araştırılabilmektedir. Bunlar arasında gıda intoleransları, alerjenler, sistemik kandidiyazis, parazitler, bakteriyel/viral yükler, ağır metaller sayılabilir. Kişi diş problemleri, elektromanyetik stresi, tiroid işleyişi, beslenme alışkanlıkları, vitamin-mineral eksiklikleri, hormonal dengesizlikleri, bağırsak sağlığı gibi daha pek çok yönden incelenerek değerlendirilir.
Kök nedeni doğru saptanan kronik hastalıkların pek çoğu biorezonans metodu ile kalıcı olarak tedavi edilebilmektedir. Kronik hastalıkların birçoğu için biorezonans tedavisi kalıcı olarak başarılı sonuç verebilmektedir.
Biorezonans tedavisi frekans tıbbının bir üyesi olup 400’den fazla hastalığın tedavisinde başarılı sonuçlar verebilmektedir. Başta Almanya olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinde 50 yıldır uygulanmakta olup ülkemize Dr. Sinan Akkurt tarafından 2006 itibariyle tanıtılmış ve o günden bu yana oldukça yaygınlaşmıştır. Biorezonans tedavisinin herhangi bir yan etkisi yoktur, ağrısız, acısızdır. Tedavi protokolleri hastaya özel olarak olarak muayene ve anamnez sonrasında Dr. Sinan Akkurt tarafından belirlenmektedir. Sabit bir tedavi protokolü yoktur; hastaya özel bir tedavi protokolü vardır. Çünkü hastalık yoktur, hasta vardır. Fonksiyonel tıbbı ayrıştıran bakış açısı tam olarak bu noktada başlamaktadır.