Alerji Tedavisi

Alerji ve Dr. Sinan Akkurt

Dr. Sinan Akkurt, 10 yılı aşkın bir süredir fonksiyonel tıp tedavileri uygulamaktadır ve 2006 yılında Türkiye’de biorezonans tedavisini uygulayan ilk hekimlerden biri olmuştur. O tarihten bu yana sürekli olarak yurt içi ve yurt dışı konferanslarda meslektaşlarına biorezonans ve fonksiyonel tıpla ilgili çeşitli eğitimler de vermekte olan Dr. Sinan Akkurt’un bu alanda pek çok kitabı ve bildirileri bulunmaktadır. Dr. Sinan Akkurt Kliniği’nde biorezonans metoduyla alerji tedavisi yüzde 90’lık başarı oranı ile yıllardır uygulanmaktadır. Bu alerji tedavisinin amacı alerjik semptomları baskılamak, geçici olarak ortadan kaldırmak değil; alerjileri tamamen ortadan kaldırmak şeklindedir.

Image

ALERJİK REAKSİYON NASIL ORTAYA ÇIKAR?

Gün boyunca çeşitli uyarıcı ve tahriş edici maddelerle temas ederiz; ancak çoğunlukla mikroskobik alerjenlerden veya gıda hassasiyetlerinden etkilenmeyiz. Fakat bazılarımız belirli uyarıcılara karşı duyarlılık geliştirir. Bu uyarıcılar ilaçlar, bitkiler, güneş, ev tozları ya da besin maddeleri olabilir. Alerjik reaksiyon, bir alerjenle temas ettiğinizde, ona dokunduğunuzda, onu soluduğunuzda veya tükettiğinizde başlar. Bu durumda vücudunuz alerjene bağlanan ve bir antijen-antikor reaksiyonu yaratan immünoglobulin E veya IgE adı verilen bir protein molekülü üreterek yanıt verir. Bu yanıt vücutta kaşıntı, kızarıklık, şişkinlik, tıkanma, öksürük gibi semptomları içerir.

En yaygın dört alerjik reaksiyon türü

Alerjik reaksiyonlar birçok farklı biçimde ortaya çıkabilir. En yaygın dört alerjik reaksiyon türü ve bunların sizi nasıl etkileyebileceğine gelince… Vücudunuz belirli uyaranlara karşı aşırı duyarlı olduğunda vereceği tepkiler dört farklı tipte alerjik reaksiyon olarak sınıflandırılabilir: Anafilaktik, sitotoksik, immünokompleks veya hücre aracılı. Her biri farklı şekillerde tetiklenir ve her insanda farklı şekilde tezahür edebilir. Alerjik tepkinin türü ne olursa olsun, reaksiyonun ciddiyetini izlemek ve semptomlar tehlikeli hale gelirse veya düzelmezse alerjik kişiyi mümkün olan en kısa sürede hastaneye götürmek önemlidir.
  • Tip 1 (anafilaktik) alerjik reaksiyonlar
  • Tip 2 (sitotoksik) alerjik reaksiyonlar
  • Tip 3 (immünokompleks) alerjik reaksiyonlar
  • Tip 4 (hücre aracılı) alerjik reaksiyonlar

Alerjik reaksiyonların dört türü

Alerjik reaksiyonlar tip 1, tip 2, tip 3 ve tip 4 üzere dört kategoriye ayrılır. Tip 1, 2 ve 3, alerjene maruz kaldıktan sonraki 24 saat içinde ortaya çıkan ani alerjik reaksiyonlardır. Tip 4 alerjik reaksiyonlar ise genellikle alerjene maruziyetten 24 saat sonra ortaya çıkar.
Tip 1 (anafilaktik) alerjik reaksiyonlar
Tip 1 veya anafilaktik reaksiyonlar, en yaygın alerjik tepkilerdir ve sıklıkla altında yatan alerjenlerin polen, çim, ev tozu ve belirli gıda maddeleri olduğu görülür. Tip 1 alerjik reaksiyonunda vücudunuz histaminin de aralarında yer aldığı, vücutta şişlik ve iltihaba neden olan çeşitli kimyasallar salgılar.
  • Besin alerjisi: Besin alerjiniz varsa, yemek yedikten hemen sonra veya bir iki saat sonrasında alerjik belirtiler gösterebiliriz. Bu semptomlar ağız, yüz, dudaklar ve boğazın şişmesinin yanı sıra kaşıntı, vücutta kırmızı kaşıntılı döküntüler ya da burun tıkanıklığı şeklinde ortaya çıkabilir. En şiddetli gıda alerjisi reaksiyonu anafilaksidir ve anafilaksi yaşamı tehdit eder. Bu tür bir tepki nefes almada güçlük, kan basıncında ani düşüş ve şoka neden olabilir. Anafilaksi tıbbi bir acil durum olarak tedavi edilmelidir.
  • Cilt alerjisi: Cilt alerjileri döküntü şeklinde kendini gösterir; egzama ve ürtiker olmak üzere iki türe ayrılır. Egzama veya atopik dermatit, kuru, kırmızı, kaşıntılı cilt ile karakterizedir. Çocukluk, ergenlik veya yetişkinlik döneminde başlayabilir ve alerjik tepkimeler hafif ila şiddetli seviyeler arasında değişebilir. Ürtiker, kırmızı, kaşıntılı, inişli çıkışlı döküntülere yol açar. Bu döküntüler vücudunuzun herhangi bir yerinde değişen şekil ve boyutlarda görülebilir. Çoğunlukla 24 saatten uzun sürmez fakat son derece rahatsız edici olabilir. 
  • Alerjik rinit: Yaygın olarak saman nezlesi olarak adlandırılan alerjik rinit, bağışıklık sisteminiz solunan bir alerjene (küf, polen, köpek veya kedi gibi) aşırı tepki verdiğinde ortaya çıkar. Yaygın semptomlar arasında burun akıntısı, gözlerde kaşıntı, yaşarma, burunda tıkanıklık ve hapşırma yer alır. 
  • Astım: Alerjik astım tütün dumanı, soba dumanı, polen, ağır parfüm v.b. kokular, ev tozları gibi alerjenleri soluduğunuzda ortaya çıkar. Bu durum akciğerlerin hava yollarında şişmeye yol açar ve nefes almayı zorlaştırır.
Tip 2 (sitotoksik) alerjik reaksiyonlar

Tip 2 veya sitotoksik reaksiyonlar, IgG veya IgM antikorları hücre yüzeylerindeki antijenlerle bağlandığında meydana gelir. Ve bu durum alerjene maruz kalındıktan dakikalar veya saatler sonra ortaya çıkan semptomlarla hücre ölümüne yol açan bir reaksiyonlar zincirine neden olur. Tip 2 alerjik reaksiyonlar şu gibi rahatsızlıklara yol açabilir: Otoimmün hemolitik anemi, immün trombositopeni, otoimmün nötropeni, Goodpasture sendromu, Graves hastalığı, myastenia gravis.

Tip 3 (immünokompleks) alerjik reaksiyonlar

Tip 3 veya immünokompleks reaksiyonlar da IgG ve IgM antikorlarına bağlıdır. Bu antikorlar antijenlere bağlandıklarında doku ve organlara yerleşen immünkompleksler oluştururlar. Vücudun bu kompleksleri uzaklaştırma girişimi, alttaki dokuya zarar verir. Semptomlar maruziyetten birkaç saat sonra başlar. Tip 3 alerjik reaksiyonların örnekleri arasında romatizmal eklem iltihabı, lupus, serum hastalığı, Arthus reaksiyonunu sayabiliriz.

Tip 4 (hücre aracılı) alerjik reaksiyonlar

Tip 4 veya hücre aracılı alerjik reaksiyonlar, semptomların alerjenle temastan en az 24 saat sonra ortaya çıkması nedeniyle gecikmiş tip alerjik reaksiyonlar olarak da adlandırılır. Çoğu vakada alerjene maruziyetten 48-72 saat sonrasına kadar herhangi bir alerjik reaksiyon oluşmaz; daha sonra oluşur. Tip 4 alerjik reaksiyon tüberkülin reaksiyonları, kronik astımı, kontakt dermatiti ve mantar enfeksiyonlarını içerebilir.

ALERJİ TEDAVİ EDİLMEZSE NE OLUR?

İster hafif ister şiddetli, ister mevsimsel ister sürekli alerjik reaksiyonlar yaşıyor olun, alerji sadece gösterdiği semptomlardan ibaret değildir. Bağışıklık sistemini güçsüz düşürerek pek çok hastalığa zemin hazırlar. Doğru bir alerji testi, tüm potansiyel alerjenlerinizi belirlemenin ve ileriye dönük olarak en iyi tedavi yolunu çizmenin ilk adımıdır. Kliniğimizde biorezonans metoduyla yapılan ve yüzde 90’lara varan başarı oranına erişilen alerji tedavisi, alerjik semptomları baskılamak yerine alerjileri tedavi ederek tamamen ortadan kaldırmaya yöneliktir.


Kimi alerjilerin belirtileri geçici bir rahatsızlık gibi görünebilir, ancak tedavi edilmezse çok daha ciddi rahatsızlıklara sebebiyet verebilir. Tedavi edilmeyen alerjiler sizi haftalarca gereksiz yere mutsuz, halsiz, odaklanamaz durumda bırakmanın yanı sıra sağlığınızı tehdit edebilecek riskler de taşır. Tedavi edilmeyen alerjiler, zamanla daha şiddetli alerji atakları ile daha da kötüleşebilir. Sık veya uzun süreli alerjik reaksiyonlar ayrıca bağışıklık sisteminizi zayıflatarak sizi sinüslerde, akciğerlerde, kulaklarda veya deride bakteri veya mantar enfeksiyonları gibi tehlikeli komplikasyonlara yatkın kılabilir. Öte yandan tedavi görmeyen alerji hastaları, daha fazla maddeye karşı alerji geliştirme riskine sahiptir ve bu da daha fazla atağa yol açar. Astımı olan kişilerde, alerjilerin tedavi edilmemesi giderek daha sık ve şiddetli astım ataklarına yol açabilir.

Tedavi edilmeyen alerjiler kalıcı hasara neden olabilir mi?

Zamanla, tedavi edilmeyen alerjiler akciğerlerde kalıcı hasara neden olabilir. Alerjenlere ağır veya uzun süre maruz kalan kişilerde, sonunda sağlıklı akciğer fonksiyonlarını azaltabilen kronik iltihaplanma gelişebilir. Bu nedenlerle alerjiler geçiştirmeye gelmez. Alerji deyip geçilmemelidir; muhakkak tedavisine yönelinmelidir.

ALERJİ TEDAVİSİ NEDİR, NE DEĞİLDİR?

Alerjiler klasik tıp yaklaşımlarıyla kolayca tedavi edilemez veya önlenemez, ancak çoğu insan alerji ilaçları ile semptomlarını rahatlatmak suretiyle tedavi olduğunu düşünmektedir. Oral antihistaminikler, dekonjestanlar ve bronkodilatörler kaşıntı, hırıltı ve hapşırmayı hafifletirken, burun spreyleri tahriş olmuş burun dokularını yatıştırır. Semptomları kontrol altına almak, alerjinin tedavi edilmesi anlamına gelmemektedir.

Biorezonans ile alerji tedavisi mümkün

Geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemleri arasında bulunan biorezonans metodu, alerji tedavisinde bilinen en etkili yöntemlerin başında gelmektedir. Biorezonans metodunu Türkiye’ye tanıtan, konunun uzmanı Dr. Sinan Akkurt, alerji test ve tedavisinde son 17 yılda binlerce vakayı bizzat tedavi etmiş ve bu konuda ulusal ve uluslararası pek çok kongre ve konferansta yöntemin daha fazla hastaya erişebilmesini sağlamak adına meslektaşlarına eğitimler vermiştir. 

Biorezonans ile alerji tedavisi ortalama 10 – 12 haftalık sürede gerçekleştirilebilmektedir. Ve tedavi sonucunda yüzde 90’ın üzerinde başarı sağlanabilmektedir. Normalde tedavisi olmadığı düşünüldüğünde alerji tedavisi için biorezonans metodu son derece faydalı bir çözüm sunmaktadır. Üstelik biorezonans tedavisinin herhangi bir yan etkisi yoktur. Örneğin biorezonans ile alerji testi yapılırken herhangi bir madde yüklemesi yapılmaz ve bu açıdan da risk sıfırdır. Biorezonans ile alerji tedavisi örneğin süt alerjisi (galaktozemi) olan bebeklerden ileri yaştaki hastalara herkese uygulanabilmektedir.

Biorezonans metodunun en etkili sonuç verdiği rahatsızlıkların başında gelen alerjiler, biorezonans metodu ile Dr. Sinan Akkurt kliniğinde yüzde 90’ın üzerinde başarı oranı ile tedavi edilebilmektedir. Mevsimsel alerjiler, besin alerjileri, gıda intoleransları, alerjik astımlar, cilt alerjileri başta olmak üzere güneşten suya kişide mevcut ve potansiyel tüm alerjiler biorezonans testi ile tespit edilebilmekte ve biorezonans tedaisi ile ortadan kaldırılabilmektedir

Biorezonans ile alerji test ve tedavisi nasıl yapılıyor?

Bir alerji hastasına öncelikle alerji testi uygulanır. Alerji testi için hastanın parmağından birkaç damla kan alınır. Bu kan örneğinde hastanın kaç farklı maddeye alerjisi olduğu tespit edilebilmektedir. Biorezonansa özel alerji testi, temelde hastanın kan örneğinde çeşitli alerjenlerin frekans izlerinin sürülmesine dayanır. Biorezonans metodu ile birkaç damla kanda 6 bin 400’ün üzerinde patojen maddeyi test etme olanağı bulunmaktadır ve alerjenler de bu maddeler arasındadır. Biorezonans ile alerji testi sınırlı sayıda alerjen taramasını değil, oldukça kapsamlı bir taramayı içerdiğinden henüz farkında olunmayan farklı alerjiler de tespit edilebilmektedir. Sonuç olarak hastaya herhangi bir madde yüklemesi yapılmaksızın risksiz bir şekilde alerji testi yapmak mümkündür. Test sonuçlarına göre ana alerjenlere öncelik verilerek Dr. Sinan Akkurt tarafından kişiye özel biorezonans tedavisi planlanır.

Biorezonans tedavisi de frekans temelli bir yaklaşıma sahiptir. Bu tedavi, özetle hastalıklı hücrelere yaydıkları frekansın tam aksi yönde frekans ileterek olumsuzlukları nötrleştirmek mantığına dayanır. Doğadaki canlı cansız tüm nesnelerin olduğu gibi alerjenlerin de kendiliklerinden –doğal olarak- yaydıkları frekansları bulunur. Bu frekans kodları biorezonans yöntemi ile algılanabilmekte ve hastalıkların ters frekansları verilerek nötrleşme sağlanabilmektedir. Biorezonans tedavisi, alerjenlerin vücuttaki frekans izlerini sıfırlayarak tedavi imkânı sunar.

Hasta ilk geldiğinde yaklaşık 90 dakika süren özel bir muayeneden geçirilir. Bu kapsamda biorezonansa özel alerji testi de gerçekleştirilir. Biorezonans tedavisi haftada bir kez, yaklaşık bir saat süren seanslar halinde uygulanır. Hastanın alerjisi olan madde sayısına göre değişmek üzere ortalama 10 -12 haftada alerjileri tamamen tedavi etmenin mümkündür. Tedavi kalıcı sonuç verebilmektedir. Biorezonans metodu ile alerji tedavisi tamamlandıktan sonra hasta normal yaşama dönebilir; örneğin laktoz alerjisi olan bir kimse yeniden rahatlıkla süt ve süt ürünleri tüketebilir hale gele gelebilir. 

Biorezonans metodu ile alerji tedavisinin en önemli avantajı elbette alerjiyi baskılamak yerine tedavi etmeye yönelik olmasıdır. Ancak bunu yaparken de beraberinde pek çok avantaj getirmektedir. Vücudunuza bağlanan elektrotlar aracılığıyla uygulanan tedavi esnasında hiçbir ağrı, acı hissetmeyip rahatlıkla kitabınızı okuyabilirsiniz ya da uyuyabilirsiniz.

Alerji Tedavisi İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Biorezonans, çeşitli hastalıklar için kesin tedavi yöntemi midir? Garanti verilebilir mi?

Sağlıkla ilgili hiçbir konuda garanti verilmesi doğru değildir. Hayatta hiçbir şeyin garantisi olmadığı gibi, hastalarımıza da “%100 kesin tedavi”, “garantili sonuç”, “tedavi garantisi” gibi söylemlere itibar etmemelerini öneriyoruz.

Evet, yararlanılabilir. Ameliyat öncesi ya da sonrası, ilaç tedavisi ya da farklı terapi yöntemleri öncesi, sırası ve sonrası süreçlerde biorezonans tedavisi uygulanmasının bir sakıncası yoktur. Aksine kemoterapi, radyoterapi gibi yöntemlerin etkinliğinin artmasına destek olurken, istenmeyen yan etkilerinin de azalmasına ve hatta ortadan kalkmasına yardımcı olabilir.

Tedavi planı kişiye özgü olarak belirlenir. Seansların süresi, sıklığı ve uygulanacak program, tamamen kişiye özgü olarak planlanır. Dolayısıyla tedavi süresi de buna göre değişkenlik göstermektedir.

Tedavi planı kişiye özgü olarak belirlenir. Seansların süresi, sıklığı ve uygulanacak program, tamamen kişiye özgü olarak planlanır. Dolayısıyla tedavi süresi de buna göre değişkenlik göstermektedir.